12 Kasım 2015 Perşembe

Değer Katmak...

Öğrencilik yıllarım boyunca düğün salonlarında fotoğrafçılık yaparak cep harçlığımı çıkarttım. Şipşakçı diyorlardı bize. 1996- 2001 yılları arasındaydı. Yaptığım iş henüz dijital teknolojiyle tanışmamıştı. Bir çok düğünde bir çok insanla karşılaştım. Boşnak düğünlerinden Kars düğünlerine kadar 72 milletin düğünlerini ve oyun havalarını bilirim. O düğünlerde bugünün parasıyla 1 liraya mal ettiğimiz fotoğrafları 20 liraya satıyorduk. Biraz fazla pahalıydı kabul ediyorum ama bir çok insan itiraz etmeden o fotoğrafları alıyordu. Burada asıl değinmek istediğim şey şu: Düğüne gelen o insanlar o fotoğrafları satın alıyorlardı çünkü buna değeceğini düşünüyorlardı. Bir daha asla yakalayamayacakları anları, kendi düğünlerini resmediyordum çünkü. O zamanlar buna tam bir anlam veremiyordum ama bugün çok iyi biliyorum ki bir şeyin değeri maliyetiyle değil ne kadar değer sunduğuyla ölçülüyor. Yer ve zaman da önemli tabi ki. Altın ne kadar pahalı olursa olsun çölde susuz kalmışsanız altın size hiçbir şey ifade etmeyecektir. Düşük maliyetli olan su ise o anda en değerli şey olacaktır sizin için. Dikkat edin; Size pahalıya mal olan bir şey gerçekte değersiz olabilirken, bazen de yanı başınızda duran bir bilgi ya da nesne sudan ucuza mal ettiğiniz halde çok değerli olabiliyor. Aslında bu değeri yaratan yegane şey nesnenin içine anlam katan insandır. Mesela benim bugün çok da pahalıya mal etmediğim konuşmalarım var. Ama hepsi çok değerli çünkü onlara kattığım anlamla dinleyicilere aslında bir değer sunuyorum. Sizler de ne iş yapıyor olursanız olun, ne kadar basit ya da az maliyetli olursa olsun eğer yaptığınız işe anlam katabiliyorsanız sizin de sunduğunuz şeyler çok değerli olabilir. Başarılı insanların diğerlerinden yegane farkı budur. Onlar kendi yaşamlarına, başkalarının yaşamlarına ve yaptıkları işlere değer katarlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder