4 Ekim 2009 Pazar

OLACAK OLAN



Benim için bilim dünyasını etkileyen 4 önemli buluş vardır; Arşimet'in suyun kaldırma gücünü bulması, Newton'un yer çekimi kanunu, Einstein'in izafiyet teorisi ve son olarak da Max Planck' in quantum teorisi... Esasen bu dört önemli buluş da birbiriyle bağlantılı olması ve hayatımızın içinde olmasına rağmen son zamanlarda quantum fiziği en çok konuşulan konulardan biri haline geldi (Einstein'in izafiyet teorisinin fikir babası, quantum fiziği olmasına rağmen sanki bu teori son zamanlarda ortaya atılmış gibi bir hava esiyor ortalıkta. Halbuki Max Planck bu teoriyi ortaya attığı sırada Einstein kısa pantolonla geziyordu). Bunun yanı sıra nano teknolojideki gelişmeler, genetik dünyasının neredeyse ölüme çare bulacak hale gelmesi, bana atlantis uygarlığını hatırlattı. Onlar da ölüme çare bulmuşlardı ama büyük tufandan kurtulamadılar. Zaten hücrelerin devamlı kendisini yenileyebileceği bir teknolojiyi bulmak demek, vücudumuza bir kamyon çarptığında ölmeyeceğimiz anlamına gelmiyor!
Görünüşte her ne kadar heyecan verici olsa da bilimdeki bütün bu gelişmeler git gide daha ürkütücü ve tehlikeli bir boyuta ulaşıyor! Ama insanlığın geleceğine dair olan merakım içimdeki korkudan daha ağır basıyor. Bilim ve buna bağlı olarak da teknoloji artık önü alınamaz bir şekilde ilerlemeye başladı. Bizler, madde bedenlerimizden sıyrılıp evrende sörf yapmanın yolunu henüz bulamadan delinin biri bütün dünyayı havaya uçurabilir... Ve bu ihtimal her geçen gün daha da artmakta... Toplumda gördüğümse şu: İnsanlar kafasının basmadığı noktada, durumu umursamamayı tercih ediyor... Bir umursamamazlık hakim, deve kuşu gibiyiz. Geleceği göremiyor ya da umursamıyoruz. Fakat maalesef tehlike sadece sera gazı etkisiyle sınırlı değil. Kendi beyinlerimizin ürettiği problemlere artık çözüm bulamaz hale geldiğimizde çok geç olacak! Bu sıkıntıların psikososyal etkileri de cabası! Türk, yunan, alman demeden hepimizin ortak problemi bu!
Ben bundan böyle hayatlarımızı daha yaşanabilir kılmak adına yapılan yeni buluşları görmek istemiyorum. Mevcut teknoloji bana fazlasıyla yetiyor. Bilgisayar ve elektronik teknolojisi, dvd filmler, ulaşım hızı, organik meyveler, sebzeler, evimizdeki beyaz eşyalar, mevcut finans sistemi, plastik alet edevatlar, teflon tava, düdüklü tencere, cep telefonu... Mevcut teknoloji bana yetiyor!.. 3G yeter bize.. 4G olmaz olsun! Eninde sonunda ya 7 ya da 8G çıkmamak üzere kıçımıza girecek çünkü! Ve o zaman herşey için çok geç olacak... olacak olan o sonunda!
Öneri:
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi uluslararası bir Bilimsel Gelişmeler Konseyi de kurulmalı ve bu konsey dünya ülkelerinin en çok önem verdiği kurum olmalı. Artık teknolojiyi kontrol altına alma zamanı geldi! Yeryüzündeki tüm araştırma laboratuvarları, tüm şirketler, arge departmanları... Hepsi bu kurumun denetimi altında olmalı. Her yeni ürün ya da buluş kullanıma sunulmadan önce insanlık üzerindeki olası etkileri iyice hesaplanmalı! Sadece fiziksel etkileri değil sosyal ve psikolojik etkileri de... Eğer bu etkiler hesaplanamayacak durumdaysa hesaplanabilecek duruma gelene kadar o buluş kullanıma sunulmamalı...
Doktorlar cep telefonları çıktıktan sonra beyin tümörlerindeki artışın tesadüfi olmadığını söylüyorlar... Tümör çocuklarımızı vurmadan gereken önlemi almalıyız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder