21 Eylül 2009 Pazartesi

Çeşme'de aklıma gelenler


VOLUME1 (bu volume de yeni çıktı! neyse! biz de modaya uyalım)

Çeşme'ye gitmeden önce ayna karşısında çalıştığım cool takılma egzersizleri olumlu sonuç verdi! Teoman ve diğer rockçılar gibi, olan biten herşeye karşı ilgisiz kalışım sonucu garsonlar ve diğer misafirler arasında önemli bir yerim var artık. Ben istemeden masama türk kahvesi bile geliyor. Yalnız tek bir sorun dışında! Vücudumun hiçbir yerinde dövme olmadığı için çakma cool olduğum plajda hemen belli oluveriyor. Bunu farkettiğim anda keşke kafamı da kazıtsaydım diyorum. Dövmenin eksikliğini belki bir nebze giderirdi. İşte o zaman herşey süper olurdu. Ha bir de cep telefonumda çalan kurtlar vadisi müziği de olmasaydı daha iyi olacaktı ama maalesef emektar telefonumun melodisini değiştiremiyorum. Yoksa bizim düldüle amy winehouse çaldırmasını bende bilirdim;)) Sonuçta herşey manevi tatmin için;)

VOLUME2

Gençlere tavsiyeler:
Tek başınıza tatile gittiğinizde çoğu zaman gayri ihtiyari olarak iki davranış modelinden birini benimsemeniz gerekmektedir...
Birinci modelde (sap) dışa dönük bir tavır sergilersiniz. İnsanlarla diyalog halinde olur, küçüklerinizi sever, büyüklerinizi sayarsınız. Bunun mükafatı olarak da yan şezlongtaki ayşe teyze soyduğu hıyarın yarısını size keser, tuzlayıp yersiniz. Seversiniz sevilirsiniz... Selahattin abinin oğlu ataberk kafanıza beşinci kez topu atar, sesinizi bile çıkarmazsınız. Hatta bir de çocuğun başını okşar, çukolata verir gönderirsiniz. Garsonlarla yakınlaşma çabanız da olumlu sonuç vermez hatta istemiş olduğunuz kaşarlı tost kırk dakika sonra soğumuş vaziyette gelir. Vakti zamanında garsona yavşadığınız için şimdi tripte atamazsınız. Ama başınıza ne gelirse gelsin bir şekilde hep insanlarla iletişim halinde olursunuz. Tabi her zaman nezahat hanımlar ayşe teyzeler olmaz bu alemde bazen haleler jaleler de denk gelebilir. Takıldığınız mekana bağlı. Ama her halükarda dışarıya yavşak bir görüntü vermekten kaçamazsınız.

İkinci modeldeyse cool olmayı tercih edersiniz. Bu modernizasyon sürecinde öyle ayşe teyzelerle falan işiniz olmaz. Ataberk yanınıza gelmeye tırsar. Yalnız ama gururlusunuzdur. Arada sırada İstanbul'daki kız arkadaşınız telefonla sizi arar. Bu da sizin gerçekte yalnız olmadığınızın bir göstergesidir. Cool görünmek için saatlerce hiçbirşeyle ve hiçkimseyle ilgilenmeden plajda kitap okumanız gerekebilir. Kitap mümkünse ingilizce olsun, havanız ikiye katlanır. Melis muhteşem vücudu ve neredeyse ipkini denilebilecek incelikte bikinisiyle önünüzden geçer siz dönüp de bakmazsınız bile! Garsonlar siparişi erkenden getirirler. Kodummu oturturum bir havanız vardır. Bu noktada size sabrı ve hakkı tavsiye ediyorum. Çünkü böyle davranmak, kasılarak herşeye karşı ilgisiz durmak gerçekten çok zordur. Yolda yürürken artisliğinizden sağa sola bakmadığınız için her an bir kamyonun altında kalabilirsiniz! Ama bunun mükafatı olarak da ortam size akar, siz ortama girmek için uğraşmazsınız. Bir süre böyle davrandıktan sonra iletişimi artık garson kendi kurmaya çalışır. Mesela gelir şemsiyenizi düzeltir. Herşey sizin onu farketmeniz içindir. Taş gibi melis plajda havluyu daha yakınınıza sermiştir artık. Bunu gören haleyle jalede anında damlar zaten. Ortam kendiliğinden kurulmuş olur böylece.

Tabi bütün bunların dışında başka modeller de mevcut bu memlekette. Ama benim keyfim sadece bu iki modeli ele almak istedi. Ya da belki dikkatimi sadece bunlar çekmiş olabilir. Bu durumun bilinçaltımda yatan gerçekliğini de başka bir yazıda sorgularız;)
Yalnız tatile gitmek isteyenler sözlerimi dikkate alıp öyle yola çıksınlar! Selametle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder